Zorba’yla Sohbet
- Didem Koç
- 17 Şub
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 24 Şub
Güvertenin ucunda durmuş, ayın suya yansıyan pırıltısını izliyordum. Okyanusu yararcasına ilerleyen gemi, geride hemen sönmeye mahkûm köpükler bırakıyordu. Aklıma sevdiği prensi öldürmediği için yaşamını yitirip beyaz köpüklere dönüşen denizkızının hikâyesi gelmişti. Sevmek canını vermek miydi? Denizin tuzlu kokusunu içime çektim. Ne yaparsam yapayım kalp kırıklıklarım iyileşmiyordu. İki kişi çıkmamız gereken seyahatte yalnız başımaydım. Her şeye rağmen bu aşkın tek anısı yeşil fularımı boynuma takmadan edememiştim.
Daha fazlasını okumak ister misiniz?
Bu özel yazıyı okumaya devam etmek için buartkulup.com sitesine abone olun.